Yatırım mı? Ponzi mi?

Charles Ponzi tarafından 1920 yılında geliştirilen sistem şu şekilde çalışıyor. Enflasyon %5 ve bankalarda %5 altında faiz verirken halkta servetinin eridiği ve koruması gerektiği kaygısı oluşuyor. İnsanları başka yatırımlara itiyor. Tam da bu arada biri çıkıp %10 faizli bir yatırım aracı sunuyor. Yeni girişler olduğu sürece sistem işliyor. Sisteme girişler durunca da faizler ödenemiyor ve sistem kurucusunun kaçışı ve gerisinin de paralarını kaybetmesinyle sonuçlanıyor.

Sıradan bi dolandırıcılık gibi görünen olay bugünki yatırım araçlarının çok büyük kısmında karşımıza çıkmaktadır. X hissesi, Y kripto parası, Z kaldıraçlı işlemi gibi farklı yollarla karşımıza çıkarlar. 

Şimdi gelelim en ilkelden başlayarak alışveriş sistemini incelemeye. Alışveriş ne alaka yazının devamında anlayacaksınız. İlk alışverişlerde takas yöntemi kullanıldı. Elma ver patates al. Ekmek ver odun al... Günümüz finansal sistemini ilk takas sitemine uyguladığımızda Elma/Patates(ELM/PAT), Ekmek/Odun(EKM/ODU) koduyla işlem yapıyor gibi aslında. Nasıl yani hala takas sistemini mi kullanıyor devasa finans dediğinizi duyar gibiyim. (yada gaipten sesler duyuyorum.) Evet  tüm ekonomi sistemi takas üzerine kuruluyor. Aslında birşeyi aldığınızda başka birşeyi de vermiş oluyorsunuz.  

Bir yatırım aracı ponzi mi yoksa yatırım aracı mı nasıl anlayacağız derseniz bunu anlamak nerdeyse imkansızdır. Örn: Hepimiz birden bankalara gidip paralarımızı çekmek istesek bankalar bize nakit olarak veremezler. E ozaman buna ponzi mi diyeceğiz. Belki de evet. Yada bi hisseyi nakite çevirmek istesek hepimiz birden alıcısı olmayan hisse ucuzlayacağı için 100k piyasa değeri olan hissemizi belkide 10k olarak bile geri alamayacağız. Aynı durum tüm yatırımlar için geçerlidir. 

Sistemde kalan herkes batmadığı sürece yatırım. Toplu olarak battığımız sürece ponzi. Ne aldığımızın çok da önemi yok.